Türkiye’ye karayoluyla giden ve tatilleri esnasında kazaya karışan vatandaşlarımızın hangi yolu izlemeleri konusunda uzun yıllardır hukuki danışmanlık hizmetleri veren Avukat Ayşe melek İncedağ ile Türkiye’de kaza durumunda dikkat edilmesi gerekenleri konuştuk.
Avukat hanım, Türkiye’de ve Avrupa’da hizmet vermektesiniz. Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız rica etsek?
Tabiki. Ben Avukat Ayşe Melek İncedağ. Almanya’da doğdum ve büyüdüm. Hukuk eğitimimin yarısını Almanya’da okuduktan sonra Türkiye İzmir Yaşar Üniversitesinde tamamladım. Daha sonra İzmir’de Berktaş & Partner isimli Hukuk Büromu açtım. Sürekli yurtdışına gidip geliyorum. Hem Türkiye’deki, hemde yurtdışındaki müvekkillerime hukuki danışmanlık hizmeti veriyorum ve UYAP Avukat Portalımız sayesinde yurtdışında da dava açabiliyorum ve e-duruşma yoluyla duruşmalarda müvekkillerimi temsil edebiliyorum. Bunun yanı sıra Almanca ve Türkçe anadilim. Ayrıca İngilizce ve Fransızca’ da biliyorum.
Yabancı plakalı araçların Türkiye’de kaza yapması halinde en çok merak edilen konulardan biri şu: Araç sadece Türkiye’de mi tamir ettirilmek zorunda, yoksa başka bir ülkede de tamir edilebilir mi?
Bu tamamen araç sahibinin istediğine bağlı. Araç sahibinin seçim hakkı bulunmaktadır, aracını ister Türkiye’de, ister aracının trafiğe kayıtlı olduğu ülkede tamir ettirebilir.
Peki tazminat talepleri hangi para birimi üzerinden yapılır? Türk Lirası mı Yabancı Para Cinsinden mi? (mesela Euro)
Aslında kural olarak Türkiye’de açılan davalarda tazminat talepleri Türk Lirası üzerinden yapılır. Ancak masraf yabancı para cinsinden doğmuş ise tazminat talebimizi yabancı para cinsinden talep ederiz. Ödeme gününde kur üzerinden yabancı para Türk Lirasına çevrilip Türk Lirası üzerinden ödeme yapılır.
Zarar hesabında Türkiye’deki araç değeri mi esas alınır yoksa aracın yurtdışındaki değeri mi? (Tamir için rayiç değerler ve değer kaybı konusunda)
Aracınız yabancı ülke trafiğine kayıtlı ise o ülkenin rayiç değerleri esas alınır parça fiyatı, işçilik fiyatı, bilirkişi ödemesi, değer kaybı vs. gibi konularda.
Kur farkı da işin içine giriyor mu?
Kesinlikle giriyor, çünkü zarar yabancı para cinsinden hesaplandığında, Türk Lirasında çevrilirken hangi kur esas alınacağı çok önemli. Sayın Mahkemeler talep üzerine genellikle olay tarihindeki ya da ödeme tarihindeki Merkez Bankası kurunu esas almaktadırlar. Eğer ödeme gecikirse mağdur kur farkından dolayı daha büyük kayba uğrayabiliyor. Bu durumda Sayın Mahkemelerden kur farkı da talep edilebilir.
Peki faiz nasıl işliyor?
Çok kritik bir nokta bu. Faiz’de mağduru koruyan ikinci bir mekanizmadır, ancak önemli olan esas alınan faiz oranıdır. Sayın Mahkemeler çoğu zaman kaza’nın olduğu tarihten itibaren yasal faiz işletiyor. Böylece hem kur farkı hem de zaman kaybı telafi ediliyor.
Eğer tazminat Türk Lirası üzerinden hesaplanıyorsa yıllık faiz oranına hükmedilir. Ama yabancı para cinsinden bir zarar varsa ve faiz yabancı para cinsi üzerinden talep ediliyorsa Merkez Bankası’nın açıkladığı avans faizi uygulanır ki bu da yasal faizden daha yüksektir.
Maddi hasardan kaynaklanan tazminat hakkı dışında mağdurun ne gibi hakları vardır?
Eğer mağdur kaza sonrası aracı ile kendi ülkesine dönemiyorsa kendisi ve aynı araç ile Türkiye’ye giriş yapan yolcuların uçak biletleri,
ikame araç kiralanmış ise ikame araç bedeli (ancak sadece mağdurun aracı ile aynı veya daha düşük segmentteki araç),
yurtdışına dönüş tarihi geciktiyse, kazanç kaybı vs. gibi talepler de ileri sürülebilir.
Manevi tazminat hakkı da var mı ve bu hak kimlere ait?
Evet, kesinlikle var. Manevi tazminat kaza’dan dolayı yaşanan acı ve ruhsal sarsıntının bir nebze olsun giderilmesi için öngörülmüş bir haktır. Ancak her durumda bu hak doğmaz. Eğer kaza’da sadece maddi hasar varsa, manevi tazminat talep edilemez. Ama işin içine bedensel zarar, yaralanma ve ölüm girerse, hem mağdurun kendisi, hemde yakınlarının (eşi, çocukları, annesi, kardeşleri) manevi tazminat hakları doğabilir.
Bu tazminatlar kime karşı talep edilebilir?
Öncelikle kusurlu araç sahibinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’na karşı dava açılır. Tazminat tutarı poliçe kapsamı limiti geçtiği durumlarda geri kalan tutar için karşı tarafın araç sahibinin ve sürücüsünün müteselsil olarak sorumluluğuna gidilebilir.
Peki bu davaları açmak için süre sınırı var mı?
Evet, var. Genel kural kaza tarihinden itibaren 2 yıldır, ama herhalükarda 10 yıl içerisinde dava açılmalıdır.
Böyle bir durumda mağdur sahipsiz bırakılmaz. Araç sigortasız ise, sigorta şirketi iflas etmiş ise ya da araç çalıntı veya kaçak ise devreye Güvence Hesabı girer. Özellikle yaralanma ve ölüm gibi bedensel zararlar karşılanabilir. Güvence Hesabı maddi hasarları karşılamaz. Tabi ki zarar karşı tarafın araç sürücüsü ve sahibinden de müteselsil olarak talep edilebilir.
Haber: Silayolu.com – Sezai Koç
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.