Hollanda Ekonomosinin Yüzde 2'lik Payını Türk İş Adamları Yönetiyor.

 

 

Hotiad Başkanı Gürcüoğlu, dünyanın 16’ncı büyük ekonomisine sahip Hollanda’da yüzde 2’lik payın Türk iş insanları tarafından yönetildiğini dile getirdi.

 

Hollanda nüfusu Merkezi İstatistik Bürosu (CBS) verilerine göre bu yıl 18 milyonu geçecek. 2050’de nüfusun 20 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Başta fabrikalarda, limanlarda çalıştırılmak için gelen Türk gurbetçiler aradan geçen yaklaşık 60 yılda okuyan ve iş sahibi olan bir toplum haline geldi.

 

Hollanda’da öğrencilere ve iş dünyasına yönelik faaliyetler gösteren Hotiad Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, Türk toplumunun dünü, bugünü ve yarınını Sonhaber.eu'ya değerlendirirken çarpıcı analizlerde bulundu. 

 

Dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Hollanda’nın gayri safi milli hasılasının yüzde ikisinin bu ülkede yerleşik olan Türkler tarafından karşılandığını belirten Gürcüoğlu, ulusal ve uluslararası konjüktörde 2100 yılına nasıl hazırlanılması gerektiğini de açıkladı.

 

İşte Hikmet Gürcüoğlu’nun gözünden Hollanda Türk top0lumunun dünü, bugünü ve yarını:

 

Türklerin Hollanda’ya ilk gelişlerinden bu yana neredeyse 60 yıl geçti. Artık Hollanda’da üçüncü nesilden bahsediyoruz. Size göre geçen bu sürede Türk toplumu nasıl bir gelişme sergiledi? Yerleşik hale gelebildik mi? Yoksa hala kendimizi konumlandırmakta zorlanıyor muyuz?

H. Gürcüoğlu: Dil öğrenme, kültürü tanıma gibi hiç bir hazırlığı olmadan başlayan göç, zorlu bir süreç olmuştur. Bu zor süreç, devamında bir başarı hikâyesine dönüşmüştür. Gurbet kavram ve kelimesini yaratan Türk kültürü, geçmişten gelen ‘doyduğu yeri yurt bilme’  anlayışı ile konduğu toprakta tutunmasını bilmiştir. Birinci neslin büyük fedakarlıkları, ikinci neslin dirayeti ile geldiğimiz bugün, üçüncü nesilde bambaşka bir seviyeye ulaşmıştır. Türk toplumundaki çocuğunun eğitimine önem vermek burada büyük bir etkendir.

 

Nüfusun yaklaşık %80’i Hollanda yurttaşlığını almış, her üç aileden biri oturduğu evi satın almış, her iki aileden birisinde bir HBO-üniversite mezunu barındıran, ortalama her dört aileden birine denk düşen sayıda işletme kurmuş olarak bir yerleşik toplum özelliği kazanmıştır. Eğitimden sağlığa, hizmet sektöründen ticarete, siyasetten spora, emniyetten orduya, genel toplumun her katmanında varlığı hissedilir olmuştur.  Tabii bunları böyle görebilmek için bardağın dolu tarafına bakmak gerekir. Bardağın büyük kısmı dolu. Bardağın boş ve küçük olan tarafı da var elbette. Orada işsizliği, suç oranlarını, uyuşturucu kullanımı, eğitimi yarıda bırakmak gibi olumsuz halleri görürüz. Bunların her toplumda olduğu gerçeğini de bilerek.

 

Bu bahsettiklerim aynı zamanda sorduğunuz ‘konduk mu’ sorusunun da kısmi cevabı. Bence konduk. İnsanlar artık uzun vadeli planlarını buraya yerleşiklik üzerine kuruyorlar. Geleceklerini burada gördükleri için yatırımlarını da ağırlıklı olarak buraya yapıyorlar. Hatta birinci neslin Türkiye’de edindiği mal varlıkları satılıp, para Hollanda’ya getirilmekte ve burada yatırıma kullanılmaktadır. ‘Konduk mu?’ soruna biraz tuhaf gelecek ama ‘evet’ derken şunu da ilave etmek isterim. Artık cenazelerimizin bir kısmı buraya defin edilmektedir. Bu oran giderek artmaktadır. Bu benim için dikkat çeken büyük bir işarettir.

 

İlave etmek isteyeceğim bir olgu da gençlerimizin eş seçimleridir. Artık evlilikler çok büyük oranda Hollanda içi olmaktadır. Türkiye’den eş getirme mevzuatlarındaki zorlaştırmalarla birlikte, Türkiye ile aramızda gelişen kültürel farklılaşması böyle bir gelişmeyi beraberinde getirdi. Bence bu da, bulunduğumuz yeri yeni bir yurt olarak görüp, yeni yurdun kültürel anlayışına uygun eşlerle evliliğin önemsenmesi, yani ‘konmuşluğun’ bir diğer işaretidir diye belirtti.