DOLAR 39,2946 0%
EURO 44,9303 -0.1%
ALTIN 4.255,370,45
BITCOIN 4039086-2.11827%
Exotol Vinyet
Duru Bulgur
ETA Türkiyeyolyardimi
DUİSBURG’DAN İŞÇİLİKTEN BERLİN‘E MİLLETVEKİLLİĞİNE UZANAN MÜCADELE
  • Silayolu.com
  • Genel
  • DUİSBURG’DAN İŞÇİLİKTEN BERLİN‘E MİLLETVEKİLLİĞİNE UZANAN MÜCADELE
3167 okunma

DUİSBURG’DAN İŞÇİLİKTEN BERLİN‘E MİLLETVEKİLLİĞİNE UZANAN MÜCADELE

4 Haziran 2025 07:46
DUİSBURG’DAN İŞÇİLİKTEN BERLİN‘E MİLLETVEKİLLİĞİNE UZANAN MÜCADELE
0

BEĞENDİM

Egetürk

Mirze Edis: ‘‘Duisburg’daki demir-çelik fabrikası kapanmasın, 3 bin kişi işsiz kalmasın diye mücadele ediyoruz.‘‘

‘Die Linke‘ Sol partiden Alman Bundestag milletvekili seçilen Mirze Edis kimdir?

Neden ‚Die Linke Sol‘ Partisinden milletvekili oldu? Duisburg Demir-Çelik sektöründe kriz var, işçiler ne olacak? Yabancılar Dairesinin randevuları geç vermesine karşı birşeyler yapmayı düşünüyor mu? Mirze Edis, Türkiye’den Almanya’ya vize zorluklarına ne diyor? Hepsinin cevabı bu özel röportajımızda.

Mirze Edis kimdir? Biraz kendinizden bahserder misiniz?

Cepnet

1975 yılında üç yaşında Kars’tan babam misafir işçi olarak gelmiş, Gastarbeiter olarak. Biz de babamla beraber Duisburg’a geldik ve o gün bugündür Duisburg’tayım. Eğitimi burada aldım ve  1988’den beri Hüttenwerke Krupp Mannesmann şirketinde 31 yıldır işçi temsilcilisi olarak çalışmaktayım. Büyük bir demir-çelik fabrikası, 3 bin işçisi var.  Die Linke partisinden (Sol Parti) milletvekiliyim ama ayın dört günü de hala işyerinde çalışıyorum. İşyerindeki krizden dolayı işi bırakmak istemedim, bir nevi işçi arkadaşlarıma hem milletvekili olarak hem de işçi temsilcisi olarak yardımımız dokunsun istedim. Dayanışma içindeyiz. Fabrikanın kapanma tehlikesi var, uyarı grevleriyle ve benim mecliste çabamla dikkat çekmeye çalışıyorum. Değişik çözüm modelleri olabilir, demir-çelik sektörünün kritik bir sanayi olmasından dolayı devletin işin içine girmesi sözkonusu olabilir, günler Berlin ile Duisburg arası yoğun bir tempo ile geçiyor.

Siyasete ilginiz nasıl başladı?

Yaklaşık 2001 yılından beri Die Linke partisinde aktif siyasetin içindeyim. Bu yılın başına kadar Duisburg Belediyesi’nde Die Linke partisinin grub başkanıydım. En son seçimde Federal Meclise aday gösterildim, ve 23 Şubattan beri milletvekiliyim.

Neden ‘Die Linke’ sol partisi?

Çünkü işçi temsilciyim. Gençliğim sol derneklerin içinde geçti. Asıl neden, Gerhard Schröder’in Hartz 4 reform paketi çıkarması ve o zamanki Alman hükümetinin Yugoslavya savaşını desteklemesi benim bir için bir dönüm noktasıydı. Hartz 4 ve savaşa karşı olacak bir partide mücadele etmem gerekirdi, o da Die Linke partisiydi.

Alman milletvekili olduktan sonra hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?

Benim için büyük değişiklik olmadı. Eskiden arkadaşlar ‘Mirze’ derdi, şimdi ‘Vekilim’ diye takılıyorlar, hani biraz hoşuma gitmiyor da değil. Duisburg’a geldiğimde kendimi eski Mirze olarak görüyorum, işyerinde işçi Mirze’yim. Öte yandan değişiklikler oluyor, tutumun, sorumlulukların, giyim tarzın, çevren haliyle değişiyor.

Berlin’den buraya nasıl bakıyorsunuz? Sesinizi duyurabiliyor musunuz?

Sesimi duyuruyorum. Hatta Filistin ile ilgili bir çıkışım olmuştu, Merz’in mecliste Gazze’deki yaşananlara ilgili savaş demesine, mecliste ortaya bağırarak karşı çıktım ve ‘’Bir savaş değil, soykırımdır’’ dedim. Sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Bir tavır göstermek gerekiyor.

Sadece bu olay değil, Türkiye’de Almanya’da bir sürü haksızlık oluyor ama çok az kimse ağzını açıp birşey söyleyebiliyor. Haksızlığı kime yaparsa yapsın haksızlıktır, tavır koymak lazım.

Dünyada bir sürü olay oluyor.  Zengin gittikçe zenginleşiyor, fakir gittikçe fakirleşiyor. İnsanlar zor şartlarda yaşıyor.

Size göre göçmenlerin problemleri, şikayetleri hangi konularda?

Göçmenlerin en büyük problemi yabancılar dairesinden randevu alamamaları. Diğer bir problem de Türkiye’den vize alımında çıkarılan zorluklar. Önümüzdeki günlerde bu konuda Alman meclisine soru önergesi vereceğim. Türkiye’den gelen sanatçılara, iş insanlarına, akrabalarını ziyaret etmek isteyen insanlara karşı böyle bir tutum içindeler. Neden olduğunu öğrenmek için bu soru önergesini meclise sunacağım. Çok şikayet geliyor, hergün en az dört beş kişiden şikayet alıyorum.

Almanya‘daki göçmenlerin aktif olarak ne yapmaları gerekiyor? Topluma nasıl katkı sağlamalılar?

Elbette Türk’üz, Türkiye ile bağlarımız var,  Türkiye’yi de takip etmemizde doğal. Ama Almanya’da yaşıyoruz. İstanbul’daki hava durumunu takip edip, buradaki hava durumunu takip etmemek olamaz. Eğer burası da bizim vatanımız diyorsak, buradaki sorunlarla da ilgilenmemiz gerekir. Çok saçma işler oluyor. Sanki yarın Türkiye’ye gidecekmişiz gibi Türk siyasetini takip ediyoruz. Galatsaray’lıyız, Fenerbahçe’liyiz, Beşiktaş’lıyız ama Almanya’da tuttuğumuz takım yok. Bu paradoks. Almanya’da yaşıyoruz, Almanya’nın sorunlarıyla ilgilenmemiz gerekiyor. Siyasete girip, sorunlarımızı dile getirmeliyiz. Ben siyasete giren Türk’lerin % 90’nı tanıyorum, Türkiye üzerinden siyaseti yapıyorlar. Burada sorunlarımız var, bunlar için siyaset yapmamız lazım. Çocukların okul sorunları var, kreş sorunları var, eğitim sorunları var. Almanya’da çok aşırı ırkçılık var. Afd % 26’lara gelmiş, bugün seçim olsa % 30’ları bulacağı tahmin ediliyor. Ne hikmetse Türk’lerin hiçbiri sanki ırkçılık yokmuş gibi, bizi ilgilendirmiyormuş gibi Alman’ların AFD’ye karşı düzenledği herhangi bir gösteriye katılmıyor. Senin için Alman’lar mücadele ediyor, bu kabul edilecek bir şey değil. Tüm sivil örgütlerin protestolara katılması lazım. Susmuşlar ve ağızlarını açmıyorlar. Mesela geçtiğimiz gün Galatasaray’ın şampiyonluk kutlaması için 4-5 bin kişi Duisburg Marxloh’a toplanabiliyorsa, AFD’ye karşıda bir araya gelmeli. Düşünebiliyor musunuz Türk’lerin % 11’i AFD’ye oy veriyor.

Önümüzdeki dört yıl içinde milletvekili olarak hedefiniz nedir?

İki ana hedefim var: Birincisi yer aldığım ekonomi komisyonunda demir-çelik sanayinin gidişatını takip etmek ve mücadeleye devam. İkincisi ise Gazze olayını sürekli gündemde tutarak, bir an önce barışın gelmesini sağlamak.

Son sorumuz, Sılayolu’ndan mutlaka araçla Türkiye’ye gitmişsinizdir, başınızdan geçen ilginç bir anınız var mıdır?

2002 senesindeydi heralde, Sırbistan’da yedi-sekiz saat otobanda beklemişdik, ne oluyor diye ADAC’i aramıştık. Onlarda, gişelerde grev olduğunu söylemişlerdi ve bu durumun ne kadar sürebileceğini bilmiyorlardı. Perişan olmuştuk.

Mahsur kalmıştık. Sonra otobanda bir boşluk bulup, yol açtık tarladan bir köye gittik. Gece o köyde kalıp ihtiyaçlarımızı karşıladık. Orada beraber hareket etmenin değerini gördük, güzel bir anı olarak kaldı. Ertesi günden otoban gişlerindeki grev bitti, yolumuza devam ettik.

Teşekkür ederim.

Röportaj: Mustafa Özbay

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.