CDU Milletvekili Armin Laschet camiye konuşma yapmak için gidiyor, Türk kökenli SPD Milletvekili Lale Akgün ‘’DITIB’le konuşulmaz’’ diye tavır koyuyor.
Almanya NRW eski Eyalet Başkanı ve şu an hali hazırda CDU partisininden milletvekili olan Armin Laschet seçim bölgesi Aachen’de DITIB Aachen Yunus Emre caminde bir toplantıya katılarak, yaklaşan Almanya genel seçimleri öncesi müslümanlarla ilgili çeşitli açıklamalarda bulundu. Aachen DITIB Caminin ‘’Herkes İçin Eşit Şans – Beraber Dini Çeşitlilik ve Hoşgörü’’ adı altında düzenlenen toplantının açılışını ikinci Başkan Dr. Sema Akın yaparak özetle, Armin Laschet’in uyum için çabalarını överek kendisine ‘’Türken Armin’’ bile dendiğini belirterek, 2007 yılında Köln Merkez Camisinin yapımına destek verdiğini, Aachen camisinin inşasının yanında olduğunu ve 2018 yılında açılışa katıldığını dile getirerek, ‘’Sayın Laschet’in dünyaya açık bir toplum için yaptıkları ortada, bizim üzerimize değil hep bizimle konuştu. Çok dinli toplumun tehlike değil, bir kazanç olacağını savundu. Sayın Laschet camimizde size görmekten ve sizi dinleyeceğimiz için çok memnunuz, hoşgeldiniz’’ dedi. Daha sonra Aachen DITIB Cami Başkanı Necmi Çetir kısa bir konuşma yaparak, Eyalet Başkanlığı yapmış değerli bir şahsiyetin camide konuşma yapmasının kendileri için onur verici olduğunu, camilerin sadece ibadet yeri olmadığını, diyalog için de var olduğunu vurgulayarak ‘’Sayın Laschet sizin çeşitilik için gösterdiğiniz çabayı takdir ediyoruz, her zaman yanımızda olmanız bizleri güçlü kılıyor. Bugün konuşacağımız konu dini çeşitlilik ve hoşgörü sadece bizim için değil, dünya için de çok önemli bir konu. Özellikle sizin gibi bir politikacının görüşlerini ve bakış açısını dinlemek çok önemli’’ dedi.
Armin Laschet yaptığı konuşmasına, her zaman camilerin yapımına karşı çıkanlar, tartışmalar olduğuna vurgu yaparak, Solingen olayına da atıfta bulunarak acılı anne Mevlüde Genç’in hoşgörüsünü herkese örnek gösterdi. ‘’60 yıl önce Türk’ler Almanya’ya işçi olarak çağrıldı, bizimle beraber Almanya’yı yeniden kalkındırdılar ve Alman mucizesini gerçekleştirdik. O yüzden günümüzde olan ve yabancıların neden olduğu saldırılarla, artık buraya yerleşmiş olan Türk’lerle ilgisi yok. Bunu bir kere ayırmamaız gerek. Bu tür olayları tarafsız bakabilmemiz ve birbirine karıştırmamamız lazım. DITIB camine gelmem eleştiri konusu oldu. Türk kökenli SPD Milletvekili Lale Akgün bir gazeteye verdiği demeçte, ‘’Tipik Laschet, yine DİTİB camine gidiyor’’ diye beni eleştiriyor. Niye buradakilerle diyalog kurmayım? Camiye gelen insanlar ibadet etmeye geliyor, sosyal inisayitifle bir şeyler yapmaya çalışıyorlar çok olumlu buluyorum bunu. Sizinle camide olmaktan ve diyalog kurmaktan da çok memnunum’’ diyen Laschet kendisin katolik olarak yetiştiğini, gençken kilise için birçok sosyal, dini faaliyete katıldığını ve çok şey öğrendiğini söylerek şu şekilde devam etti: ‘’Türk yaşlılar camide oturup çay içtiğinde veya gençler camiye ders yardımı almaya geldiğinde hemen damga vuruyorlar ve suçlanıyorlar, ‘paralel toplum’ diye. İnsanların dini inançlarını, kültürlerini yaşamak istemelerinden doğal bir şey olamaz. O yüzden bu tür yerler için sosyal hizmet çalışmaların Müslüman kurumlar içinde düzenlemesi ve kendi insanlarından kültür, dil engeli olmadan destek alması lazım. Anayasamıza göre hiristiyan ve yahudi öğretim-eğitim yerleri var. Devlet tarafsız olduğu için diğer din toplumun ihtiyaçlarına da cevap vermelidir. İslam’ın Almanya’ya ait olduğunu kabul edilmesinden sonra İslam konferansları, arayışları sürüyor. Nasıl hiristiyan ve yahudilerin hakları varsa zamanla müslümanlarında bu anayasal haklardan yararlanması mümkün olmalı. Bizim Alman tarihimize de bakarsanız orada da birçok problem yaşanmış. Tarihte katoliklerle protestanlar arasındaki görüş ayrılıkları, güvensizlikler olduğunu görebiliyoruz.’’
Laschet geleceğe yönelik ümitli konuşurak sözlerini şöyle tamamladı: ‘’Müslüman vatandaşlarımızla önemli adımlar attık ama yapılacak daha çok iş var. Zorlu ve uzun bir yol bu. Müslümanlar için yasal henüz istenen zemin oluşturulamadı ama zamanla çözüleceğine inanıyorum. Diyaloga devam etmeliyiz. O yüzden Lale Akgün’ün ‘’DITIB ile konuşulmamalı’’ demesi yanlış ve karşısında durulması gerekiyor.’’
Mustafa Özbay