Strese Dur Demek Mümkün

0

BEĞENDİM

0

Duisburg – Özel hayatınızda veya işyerinde hiç kendinizi yalnız hissettiniz mi? Çaresiz, yapayalnız ve kimsenin sizi düşünmediğini, stres altında ezildiğiniz olmadı mı? Problemlerden çıkış yolu bulamadığınız anlarda birilerine ihtiyaç duymadınız mı? Herkesin başına gelebiliyor bu tür çaresiz durumlar, günümüzde bedensel sağlıkla ruhsal sağlık birbirine o kadar bağlı ki, bunları uzmanına sormak gerektiğini düşündük.

İşte bu ve buna benzer sorunlara yardımcı olabilecek biriyle Duisburg’da buluşuyoruz. Psikolojik Danışman, İş Psikolojisi Danışmanı, Alternatif Psikoterapi Uzmanı ve Yüksek Lisans Endüstri ve İşyeri Psikoloğu Hüseyin Çoktaş, işletmesinin ismi Stress Stopper. Güleryüzüyle bizi evinin bahçe kapısında karşılıyor, ilk dikkatimizi çeken çalışma masasının üzerindeki kitaplardan çok Bruce Lee’nin resimleri ve bibloları, ‘’İlk gençliğimden beri Kung Fu ve o’nun felsefesine hayranıyım. Kendini disipline etmeyi ve motivasyonu sağlıyor. Kung Fu’yu iki tane Çinli hoca Dr. Jao kardeşlerden öğrendim’’ diye söze başlıyor.

Psikolojik Danışman Hüseyin Çoktaş şimdiye kadar çeşitli kişilere ve işletmelere, büyük firmaların yöneticilerine stresle baş etmenin yollarını gösteriyor. İşyerlerinde çalışanlarının neden sık sık hastalık raporu aldığını, verimliliğinin düşmesinin nedenleri ve bunun işyerine etkileri gibi konuları tespit edip çözüm önerileri sunuyor. Tecrübesini daha çok iş ve işyeri psikolojisi alanında edinmiş olsada, psikolojinin özel hayattada aynı kurallara tabi olduğunu vurguluyor. Konuşmasını şöyle devam etti: ‘’İnsanlar hayatına anlam veremediği zaman psikolojik ve sağlık problemleri başlıyor. Günlük hayatımız zaten monoton, nerdeyse hergün aynıymış gibi geliyor taki insanlar rutin yaptıkları yapmamaya başladıklarında veya emekli olduklarında zihinlerindeki sinyaller alarm vermeye başlıyor. Birikmiş problemler ortaya çıkmaya, aile içinde sürtüşmeler hatta tartışmalar başlıyor. Devam eden problemler çözülmedikçe stres kronikleşiyor ve ruhsal, bedensel rahatsızlıklara yol açıyor. Zincirleme şeklinde daha başka rahatsızlıklar tetikleniyor ve kalıcı hasarlar oluşuyor. Diğer başka bir sorun bu psikolojik problemlerin çözümü psikoloji uzmanlarına danışarak mümkün ama maalesef dünyada psikoloji kelimesi negatif algılanıyor, bir çekince var. İnsanlar psikolojinin problemleri çözdüğünü gördükçe hastalıkları tedavi etmek daha kolay olacaktır.’’

Psikoloji danışmanı Çoktaş, insanların içine kapalı olmaları ve iletişim kurmamalarının da problemin bir parçası olduğunu vurguladı. Çoktaş, sözlerini şu şekilde devam etti: ‘’ İnsan psikolojik rahatsızlıklarını bastırıyor ve aile etrafıyla paylaşmıyor. Uzmandan yardım almıyor ve ‘deli damgası yerim’ diye kendini  frenliyor. Ancak sürekli stres altında yaşamak tüm bağışıklık sistemini zayıflatıyor ve vücut hastalıklara karşı direncini kaybediyor. Örneğin başın ağrıyor doktora gidiyorsun, doktor ağrı kesici veriyor ve yolluyor. Halbuki başağrısının altında daha farklı psiko-sosyal nedenler yatıyor olabilir. Bunları tespit edip, nedenlere inilirse problem daha kolay çözülür. İnsanın hayata bakışı açısıda önemli, olaylara pozitif bakan biri daha şanslı. Düşünce ile duygu birbiriyle sıkı sıkıya bağlı. Düşünceler duyguları tetikliyor, duygularda insanların davranış biçimini belirliyor.’’

Psikoloji danışmanı Çoktaş, stres baş etmenin en önemli yolunun kendinle barışık olmak ve hayata anlam verebilmek olduğunu söylerek, sözlerini şöyle noktaladı: ‘’Etrafında olan bazı şeyleri değiştirmenin elinde olmadığını kabul ettiğin ve kendi hedefine kilitlendiğin anda stresten kurtulmaya başlıyorsun. Peygamer Efendimizin tamda bu konuyu tanımlayan bir sözü var, ‘Eğer sen suya susarsan, su da sana susar’ o yüzden hayatta zamana ve şartlara göre hedefleri değiştirmek gerekiyor. Tıpkı elma çekirdeğini ekip armut büyümesini bekleyemeyeceğin gibi. Olaylara olumsuz açıdan bakmamak lazım, yeni fırsatları algılamak ve davranışlarını ona göre düzenlemek stresin ilacı olabilir. Şunu akıldan çıkarmamak lazım, insanın geçmişini, bugünü ve geleceğini oluşturan kendi düşünceleri, kararları ve davranışlarıdır. Benim psikolojik danışman olarak görevim düşünceler, duyugular ve davranışlardan oluşan bu üçgen içinde yardımcı olmak. İnsanın geçmişini analiz etmek, olayların nedenlerine inmek durumu anlamak için çok önemli. Bu sürece ‘Sosyalizasyon’ deniyor. Özetle, insan yaşadıkça psikolijik durumlarda var olacaktır önemli olan baş etmeninin yolunu bulmaktır.’’

Hüseyin Çoktaş Kimdir?

1971 Hatay Kırkhan doğumlu, altı kardeşler. 1974 yılında annesi ve babası Duisburg Krupp (daha sonra Thyseenkrupp) çelik fabrikasında vinç operatörü olarak çalışırken, çocuklara babaanne bakmış. Babalarının tek tavsiyesi olmuş, ‘Okuyun’. Babalarını dinlemişler ve altı kardeşte üniversiteden mezun olmuş. Hüseyin Çoktaş Psikoloji ve İktisat olmak üzere iki üniversite bitirmiş. Evli ve bir kız ve bir erkek iki çocuk sahibi.

Haber: Mustafa Özbay / www.silayolu.com